6 Nisan 2012 Cuma

Yeniden Doğmak

74 MÜDDESSİR SURESİ (4)

[74.1-2 : Ey bedene bürünmüş, beden olarak büyümüş, bilinmiş ve görünmüş, kendini
sadece beden zanneden insan, zat; gaflet uykusundan uyanarak, meylettiğin,
beğenip giydiğin tabiat eşkalinden, doğal görünümünden kalk. Nefsini, görme,
işitme, tutma gibi doğal olan güçlerini ve tüm maddesel, madensel varlığını yok
olma gününün azabından korkut.]

[74.3-4 : Eğer bir şeyi büyük, ulu bilecek, ululayacaksan, yücelteceksen, kadrini yüce olarak bilceksen sadece Rabbini yücelt, ulu bil, başkası senin gözünde büyümesin, yücelmesin. Rabbinin yüceliğini müşahade et, bil takdir et. Evrenin, dünyanın tümü kalbinde
küçülsün, zerre kadar değeri kalmasın. Bâtınını temizlemeden önce,
dışını, dış, görünen dünyanı, zahirini kir ve pastan temizle,
fiillerini, iş ve işlediklerini yakışıksız, çirkin olan şeylerden temizle, ayıp
olan, ayıplanan adetlerinden kurtul, kötü alışkanlık ve adetlerinden kurtul.]

[74.5-6 : Seni azaba götüren, pisliği terket. Gönlünü, bâtınını, madde
eklerinden, maddi eklerden, cisim ve tüm cismanî şeylerden, madde denizinin
getireceği zulmün kıyametinden koru ve temizle. Maldan arınırken,
mallarınızı verirken sevap kazanmak için veya bir bedel karşılığında vermeyin.
Çünkü bu hal nimet ile nimeti vereni bilmemek, bundan perdeli olmak, hicaptır,
himmette kusurdur. Yapılacak işi, yani, malınızı verme işini Allah rızası için,
başka bir şey için değil, Hak için, fazilete sabrederek yapınız.]

74.7 : Arınmak istediğin şeyi çok görerek yapma, maldan ve
maddeden arınmak istediğin halde bunu fazilet için, iyilik için, gurur
için yapma. Kendini faziletli görmek günahtır, yanlıştır,
gururdur. “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz gururunuzdan korkacakdım” hadisi
bunu demek ister. Faziletli olmamaya sabret, rezaletten kaçmış olmak için
sabret, fazilet ile nefsinin ziynetini görerek sevinçli olma. Faziletin sana
Allah’ın ihsanı olduğunu idrak et, kendini hakir gör, alçak gönüllü ol;
faziletini gizle ve çok görme.

E.H.Yazır : 8. Çünkü o boru (Sur) bir öttürüldü mü, Y.N.Ö. : 8. O boruya üfürüldüğünde.
74.8 : Diriltilen beden­de nefh olunup kazanılmış, azabı mucib fena heyetler yahud seva­bı mucip necat verici güzel hey'etlerin bedende nakş olunduğu vakit ki bu da diriltmek için
olan nefhayı saniyeden ibaretdir.

74.9 : Y:N.Ö; 9. İşte o gün çok zorlu, çok çetin bir gündür.10. Küfre batmışlar için hiç de kolay
değildir. 11. Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak!
İşte o vakit pek güçlüklü bir gündür. O günün gayrı, mahcup olanlara yesri (yesr:öldürmek)
hafi(gizli)dir. Ancak ehli keşif ve ayan olan muhakkiklere hafi değildir,
mahcub olanlara usreti (Zorluk, güçlük. Darlık, sıkıntı.
İşlemezlik.), yani güçlüğü ise hiç kimseye hafi değildir.

74.26 : (..sekara) (..sa’ûdâ) Nebi Aleyhisselâm, «Sa'ûd ateşten
bir dağdır, yetmiş sene o dağa çıkılır, sonra tekrar aşağıya düşülür, ebeden
böylecedir» buyurmuştur. Allah bilir ki, bu ateş dağı, fıtratı insaniyenin
azim etvarı olan tur nefsidir. Yani fıtratı insaniyeyi beliğ eden nefsin
ufku­dur. İşte bu sâ'ud, âlâ tabakasından esfeline kadar sakar-ı tabiatdır.
Ben, o mahcub olan velid'i, sakarı tabiata isal (vasıl) edeceğim (ulaştıracağım)
ki o sakar, helak ve ifna etmediği bir şey bırakmaz ve helak etdiğini helak
olarak bırakmaz, tekrar iade eder, tekrar helak eder. Daima böylece devamdadır.

73.32-37 :...yani sakar, başka bir şey değil, ancak beşer
için bir tezkeredir (pusula). Y.N.Ö. : 26. Onu Sekar'a fırlatacağım. 27.
Bilir misin nedir Sekar? 28. Ortada bir şey bırakmaz, hiçbir şeyi görmezlik
etmez o. 29. İnsan için tablolar/levhalar/ekran sunandır o. 30. Üzerinde
ondokuz vardır onun.

73.32-37 : Tabiat, doğa sakarı, beşer için bir pusuladır, bir
nasihattır, büyük belaların birisidir, beşeri korkutmakta tekdir, benzeri
yoktur. Beşerin tümünü değil sadece kabiliyeti ve idraki olanları korkutur.
Bunlardan dileyenler kalp makamına yükselebilir. İsteyenler de şehvet ve
lezzetine meyledip nefis makamında kalabilir.

73.38-39 : Her nefis kazancıyla Allah’ın indinde rehindir. Maddi
ve manevi kazançlarının, amellerinin, davranışlarının, bildiklerinin ve
uyguladıklarının tümüyle öyle kibirli ve mağrurdurlar ki kazandıklarından infak
edemezler, ayrılamazlar. Ancak cesetlerinden tecrit edilerek, ayrılarak fıtrat
makamına erişmiş olanlar kurtuluşa erebilir ve eshabı yemin olanlar yakalarını
rehinden kurtarmışlardır.

Üzerinde durulacak kavramlar :
(Doğa’nın esiri olmadan, bize bırakılan “söz”le gaflet uykusundan uyanıp, Sur ile (O’nun baki olan ruhu ile) bedenimizden sıyrılıp (insilâh) yeniden dirilmek-doğmak ! )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder