İlim, Bilim,
Bilinç,
Çevre
beş duyu ile algılanır. Algılar bilgiye dönüşür, örneğin, görülenin ne olduğu
bilinir. Bilinçli olarak davranır, hareketlerimizi planlarız. Matematik
bilgilerimizle matematik ilminin kıymetini bilir, tüm matematik formüllerimizle
evren bilinci oluştururuz. Eşya bilgilerle bilinir, ardındaki ilme ulaşılır,
bilinç geliştirilir. Son yıllarda yürütülen bilimsel araştırmaların sonuç ve
bulguları birbirlerini destekler ve tamamlar. Bilimsel bulgularla ulaşılan
ilim, tevhit ilmiyle uyum içindedir, aynı bilinç paylaşılır. Sahibi kim olursa
olsun, ilim bilinmeyi sever. Allah da evreni bilinmeyi sevdiği için, yoktan var
etmiş, halk etmiş ve insanı yaratmıştır!
Dr.
S. Hawking, kuantum teorisinin elementlerini, bilimin kara delik anlayışının
içine sokmuştur. Kuantum mekaniğine göre, uzayın çok
küçük ölçeğine bakılırsa, parçacık çiftleri yoktan var olur ve sonra birleşerek
tekrar yokluğa döner. Hawking, “Bu olayın kara deliklerin olay ufkunda oluşması
durumunda, parçacıkların bir kısmı yutulurken bir kısmı kara delikten
kaçacaktır” der.(1) Kaçan enerji ve parçacıklar, kara deliğin ekseni etrafında
“Hawking radyasyonunu” oluşturur. Kara deliğe düşen bir kütle de zamanla
enerjiye dönüşerek kaçar, böylece, kara delik zamanla hiçliğe dönüşür,
buharlaşır. Kuantum mekaniğinin kara deliklerin tanımıyla birleştirilmesi,
evrenin tümünde geçerli olabilecek bir kuram için atılan ilk adımdır. Kuantum
ve görelilik kuramları gerçeği farklı görürler. Kuantum için, küçük ölçekte,
her şey ayrışık, birbirinden kopuk, bağımsız ve parçacıklar halindedir.
Görelilik kuramının denklemleri ise temel olarak düzgün, kesiksiz, sürekli ve
birleşiktir. Kuantumda olasılıklar varken görelilikte kesinlik vardır.
Kuantumda bir parçacığın davranışı kilometre veya ışık yılı ötedeki bu parçanın
ikizinin davranışına bağlıdır, bu nedenle davranış ‘yerel’ değildir. Bir
parçanın davranışı, bulunduğu yerdeki koşullara ve yalnız kendi özelliklerine
göre değil, evrenin her neresinde ise, ikizinin davranışına göredir, hareketi
bağımlı ve bağlantılıdır.
Görelilikte
ise kütlelerin davranışları yereldir. Dünya ve ay, görelilikle ilgili
hareketlerinde, bulundukları ortama göre davranırlar. Ardı ardına yapılan
deneyler fiziksel dünyanın yerel olmama özelliğini teyit etmiştir. Diğer bir
deyişle herhangi bir olay yalnız onun çevresindeki koşullara bağlı değildir.
Büyük Patlamadan itibaren, o olayın öyle olacağı önceden belirlenmiştir.(2) Her
durum, evrenin ilk oluşumunda, önceden tayin edilmiş, belirlenmiştir. Enerjinin
içinde bulunan bilgi, enerjinin ne zaman, hangi koşullarda ve nasıl bir kütleye
dönüşeceğini belirler. Oluşan kütlenin de hangi koşullarda hangi özelliklere
sahip olacağını yine içeriğindeki enerji ve kapsanan bilgi belirlemiş
olacaktır. Farklı araştırmalarla ortaya konan bulgular da bu durumu destekler.
Evrendeki her elektron ve molekül diğerlerinin tümü ile karşılıklı etkileşim
içinde hareket eder.(3) Bu etkileşimler mesafe ve zaman tanınmaksızın
gerçekleşir. Elektronun bilgisi ve özellikleri diğer elektronlarla etkileşimi
içerir. Beynimizin hareketleri kafatasımızın dışından gelen bazı elektrik
akımlarıyla etkilenebilir. Aynı şekilde beynimizin sinyallerini bilgisayar veya
televizyon gibi araçların algılaması mümkündür. Fiziksel dünyanın yerel olmama
özelliği yalnız ikiz elektron veya atomlarca değil, elektron ve moleküllerin
karşılıklı etkileşimleriyle belirlenir, teyit edilir. Objeler, hareketleri
karşılıklı bağımlılık ve etkileşim içindeyken, bilgi ve özelliklerini de korur.
Evrendeki her obje, her parçacık, her ‘ışık
paketi enerjisi’ bir bilgi taşıyıcısı olarak hareket eder.(4) Her ‘şey’ kendi
fiziksel özelliklerinin deposudur, ardındaki bilgisi, özellikleri ve ilmi ne
ise odur. Evren, özellik ve bilgilerinin, ardındaki ilminin aynısıdır. Kara
deliklerin, eksenleri etrafındaki enerji ışınımı, ‘Hawking Radyasyonu’ bilginin
kaybını önler. Böylece, kara delikler yavaşça hiçliğe buharlaşırken bilgi
varlığını sürdürür. ‘Şey’in, ‘eşyanın’ kendine özgü bilgisi, transfer
edilebilir ama asla kaybolmaz. Olay ufkunun ötesine geçen parçacıkların
bilgileri, drape şeklinde, kaplama gibi çıkar, kütleleri enerjiye dönüşerek, olay ufkundan önce çevreye
bırakılır ve kara delikten kaçar. Bu durum büyük patlamadaki ilmin bütününün
korunduğunu, bilgi kaybının önlendiğini gösterir. Ayrıca, ilk oluşan plazmanın içinde,
evrende var olan tüm objelerin bilgisinin var olduğunun kanıtıdır. Biz büyük
patlamada var idik ki açığa çıktık, ilmimiz vardı ki bilgimiz açığa çıktı. Sonradan
oluşan her objenin, kendine özgü bilgi ve özellikleriyle oluştuğu açıktır. Eğer
bir yerde tüm bilgiler toplanmış ise buna ilim de denebilir. Büyük Patlamadaki
ilk enerji bütünü ilmin tümünü kapsar. Sonradan evrende oluşan her ‘şey’ bu
ilim ile oluşur.
Tarihi Keşif olarak tanıtılan bir
araştırma ile Fizikçiler evreni Allah’ın yaratmadığını ‘Kanıtladı’.(5) Bir grup
bilim insanı evrenin yokluktan varoluşa nasıl geldiğini buldu. Kanada’nın
Ontario eyaletinde, Waterloo Üniversitesi, Fizik ve Astronomi Departmanı
başkanı Dr. Mir Faisal başkanlığındaki ekip, kuantum kuramını yaradılışa
uyguladı. Uzun süredir bilinen bir gerçektir ki “Sanal parçacıklar” denilen
miniskül parçalar yokluktan var olabilir. Bu kuram Heisenberg Belirsizlik
İlkesi olarak da tanınır. Sanal parçacıklar çok az miktarda enerjiye sahiptir
ve çok kısa bir süre var olurlar. Ekibin geliştirdiği “Şişme Kuramına” göre bir
mini sanal parçacık, 13,8 milyar yaşında olan evreni oluşturacak şekilde,
aniden şişti. Bu bilim insanlarına daha da karmaşık geleni “Evren yokluktan
nasıl gelebilir, olabilir?” sorusudur. Olağandışı bulgularına göre soru
yersizdir çünkü “Evrenin halen de hiçlik” olduğu ayrı bir gerçektir. Evrenin
negatif çekimsel enerjisi ve pozitif madde enerjisi toplamı sıfır olacak
şekilde birbirini dengeler. Ancak matematik ve fizik yasaları hep var ve
geçerli olduğu için “Evren Düzenli Hiçliktir” denmektedir. Evrende, düzenli bir
hiç olduğu için, toplam enerji sıfır ama anlaşılması güç, adeta ilahi düzen denecek
kadar karmaşık, bir kaos, ilim vardır.
Din
de bilim de hayatın evrim kuramına uygun şekilde geliştiğini, çeşitlendiğini söyler.
Nerede ve nasıl başladığı konusu belirsizdir.(6) Canlılığın amino grup çorbasından oluşmadığına
kesin gözüyle bakılmaktadır. Deniz dibindeki volkan ağızlarında oluştuğu da
kesin değildir. Ancak nasıl bir şey olduğu kesinleşmiş gibidir. Yaşam maddesel
veya materyal bir şey değildir.(7) Bir madde sonradan yeni bir özellik veya
bilgi, ilim kazanamaz. Madde, ilimle donanmış enerjinin kütle kazanmış halidir.
Kütleye dönüşmüş enerji, sonradan ilim veya özellik kazanmaz. Kuark en başından
artı veya eksi yüklüdür, bu özellik oluşumdan sonra değişmez. Böylece her obje ilminin ve özelliklerinin
deposudur ve aynısıdır. Bir elektronun elektrik ve enerji yükü, oluşumdan önce
belirlidir, daha sonra değişmez ve bu enerji yükü kritik düzeydedir. Daha az veya çok
olsaydı evrende var olanlar oluşamazdı. İkiz foton, elektron ve atomlarda
kanıtlandığı gibi, kuantum düzeyindeki her var olan şeyin hareketleri Büyük
Patlamadan itibaren önceden tayin edilmiş ve belirlenmiştir. Bu nedenle yaşam
maddesel değil bilgisel, ilimseldir, ilmin bir halidir, atom ve molekülleri
amacına uygun kullanabilen bilgidir, ilimdir, donanım değil yazılımdır. DNA da maddeye hükmeden yazılımdır.
Canlılık
oluşturan parçacıklar, canlılık oluşturacak şekilde, önceden ilimle donanmış,
donatılmıştır. Su canlı değil ama canlılık ortamıdır. Bir su molekülü bir
protein molekülünden çok farklıdır. Bir canlının yüzde yetmiş veya doksanı su
olsa da suyun yaşam bilgisi yoktur ve su canlı değildir, yaşamaz, büyümez,
ölmez. Tüm bu gerçekler tevhit ilmi için de geçerlidir.
“Bu
idrak ile her yönde Hakk’ın yüzü görünür, perdeler, vehim ve ham hayal ortadan
kalkar. Her iş ve eylem ilmin bir
uygulamasıdır. Nefsin oluşumu, canlanması, hayat bulması ve yaşaması ilimle
olur. Maddeyi ilimden ayrı düşünmek yanıltır.” (39.9) Din de bilim de aynı
gerçeği anlatır. “Eğer
biz ‘var olur yok olur’ mevcudat olsun isteseydik kudret yönünden bize mümkün
olurdu. Lâkin öyle mevcudat, varlık olsun istemedik, çünkü hikmet ve hakikate
uygun olmaz, aykırı olurdu”. İnsanlar bir düzen içindedir ancak düzeni
bilmezler, kaos derler! (21.17) “Hiçbir şey yok iken O vardı, O her şeyin
evveli ve ahiri, sonu, batını ve zahiridir, Allah ‘yok’tan var eden, ‘var olandır’,
‘Gayri’si yoktur ki İlâh olsun, şirk olsun.” (2.6, 115, 255)
Bilim
insanları çok haklıdır. Enerji varsa ilmin kuralları geçerlidir. İnanç ve
Kitaplar bir adım daha ileri gidip ‘enerji ilmin görünür halidir, ilimden
ibaret olan ruhun sahibi vardır’ der (16.2). Tarafsız biri için en makul ve
mantıklı olan şey, aksi ispat edilinceye kadar, elçi ve kitapların ilmini
öğrenmektir. Yokluk ve varlık Allah’tadır. “O vardır, gayrisi yoktur” ayetini
ve “Yokluk” kavramını anlamak için önce kendimizin varlıkta “Yokluğunu”, gerçek varlığın hakikatini idrak edebilmemiz
gerekir.
Âdemin de
âlemin de oluştuğu enerji ve ilim “Bizim değil” idraki kolay, “Bizim olan
nedir, neye sahibiz?” sorularını cevaplamak zor. Enerji ilmin ilk bilinir
halidir, aslında enerji ilimden oluşan ilk “Şey”dir. Enerji özellik ve düzene
sahiptir. İlim ve enerji kavramlarının idraki bazı ayetleri anlamamıza yardımcı
olur. “Âdem, Vücutta o Vahid-i Mutlak'ın gayrı bir şey ve O'ndan başka mevcut yoktur ki, ibadet
olunsun, imdi ona şirk etmeniz, nasıl mümkün olabilir. O'nun gayrı, sırf âdemdir, yokluktur, bu sebepten şirk, ancak O'na cahil olmaktan neşet eder, kaynaklanır.” (2.163)
“Yer
ve gök madde olmaksızın ve müddetle kayıtlanmaksızın halk edilmiştir. Yer ve
gök Allah’ın ilmi ile görünür, vücudu ile mevcuttur. Zaman ve mekân ile sınırlı
olan aklın itibarı olmasa arz ve semanın vücudu itibar olunmazdı. Sema ve arz Allah’ın
vücudundan ayrı ve gayrı olamaz. Her şey istek ve iradesiyle, ‘Kûn, ol’ emriyle
ancak söz ve ses duyulmaksızın, arada bir vasıta olmaksızın ve zaman
geçmeksizin birden, an içinde olmaktadır.” (2.117) Genel olan evren ortamında
hayat için özel alanlar oluştu. “O, Var Olandır!”
(1) The Economist, General relativity: The most beautiful theory, Nov. 28th 2015.
(2) The Economist, Quantum theory, Hidden no more, Oct 24th 2015
(3) ABD’nin Yale Üniversitesi web sayfasında yer alan,
2105.4.20 tarihli, Oktay Sinanoğlu hakkında Memoriam yazısı.
(4) The Economist, Stephen
Hawking's answer, Aug 26th 2015, by D.J.P.
(6) The Economist, How
life begins, Aug 18th 2015, BY T.C.
(7) Skeptic
Dergisi, 2015.11.11, Life Is Potential, Biological Activity, by Douglas J. Navarick