12 Nisan 2012 Perşembe

MUTLULUK

Aranır mutluluk manâ ve maddede,
Sıradan biri de, sıradışı kişi de,
Peşindedir onun, erkek de dişi de,
Arayış biter, kişi yorulup bittiğinde.

Bazen, kırda bayırda papatya vesile,
Bülbül araya girmez mi güzel sesiyle,
Gül geri kalır mı kokusu ve rengiyle,
Kendinden geçen mutludur, nesiyle?

Bulunur aniden, kendinden geçirten,
Bazen, çılgınca bir sevinçtir delirten,
Bir manzaradır, derinden oh dedirten,
Bir tat, bir lezzettir yaşamı sevdiren.

Saki, rakı, şarap hepsi birer bahane,
Muhabbetle kendinden geçiş şahane,
Sohbet evidir gönül, değil meyhane,
Birlikte dosta gidilir, dost ile, dostane.

Mutluluk neden kendinden geçişte?
Bu bir son mudur, mesele bu işte!
Başlangıç ise, sonu nereye gider?
Bilen gider, giden biter, kalan yiter.

Adem inmişse eğer esvel-i safiline,
Bedenin çukuru, maddenin dibine,
Havva için, çıkarır bulutların üstüne,
Buluşurlar yer ve göğün cennetinde!

Çıkılır gökyüzüne, alemi seyir için,
İnilir yeryüzüne, seyredilmek için,
Damlada deryalar vardır bilen için,
Her şey insan için, insan kimin için?

Verilmiştir akıl, fikir hep insana,
İşlenmiş bir nakış tüm doğasına,
Nakış kaplamış, bak dünyasına,
Nakıştan geçen ulaşır nakkaşına.

İmanın kaynağı inkârdır, biliriz ama,
Sakın mutluluğu mutsuzlukta arama,
Sen kendini bil, nefsin mat olsa da,
Sen seyret, senden eser kalmasa da.


Mutlu olan mı kendinden geçer kalır,
Kendinden geçen mi mutlu olur?
Var olmak karşı gelmektir doğaya,
Ölüm, karşılıktır hayata doğmaya.

Karşı gelinir ayete, ben bilincinden,
Ben’i düşünür kişi gönlün içinden,
Bencil düşüncelerden vaz geçiren,
Mutluluk verir kalbe canı gönülden.

Gelen geçen, biri ise sevindiren,
Huzurdadır, huzur geçer gönlünden,
Gelip giden, biriyse sevilmeyen,
Verdiği huzursuzluktur düşünülen.

Sevilen bir şey ise yenip içilen,
Önce verdiği tat geçer zihinden,
Yenip içilen, bir şeyse acı veren,
Hissedilen, bir acıdır, dilinden.

Maddeler zevk edilir teker teker,
Tadın, lezzetin biri ötekini söker,
Oysa manâ küll, seni ruha çeker,
Kalp manâyı yücelerek zevk eder.

Çıkmaya çalış kabuğunun içinden,
Kendini çıkarabilirsen kalbinden,
Söküp atarsan ‘ben’i zihninden,
Küll’dür, dolup geçen gönlünden.

Mutluluk da araçlardan bir araç,
Her aracın gittiği vardır bir amaç,
Yol görünse de tam bir dik yamaç,
Yokuş hayal, bak, gönül gözünü aç.

Düş peşine, aradığın mutluluksa,
Uğraş didin, istediğin para pulsa,
Gönül ister ah O’nu, bilip, bulsa,
Var denmiş O’nun için ‘ben’ yoksa.

Sen mutlulukta değil, mutluluk sende!
‘Ben’ alemde değil, tüm alem bende!
Gidişin O’nadır, bilsen de bilmesen de,
Necdet bir olmaz, bilen de bilmeyen de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder