4 Nisan 2012 Çarşamba

TEFEKKÜR

‘Bir’, varmış; bir şey, yokmuş,
Evvel, an içindeymiş,
Bir’i bilen de yokmuş,
Bir, şey ‘ol’sun istemiş.

Hakk, halk diye, görünmüş,
Yer ve gökler oluşmuş,
İlk, Musa, Tûr’a çıkmış,
İsa’ya, gökler kalmış.

Evvel zaman son bulmuş,
Ahir zaman oluşmuş,
Mustafa’yla giz kalkmış,
Yeri göğü kaplamış.

Görünen, görüntüdür,
Ben’i gören O’nu görür,
Ben’i bilen O’nu bilir,
O, “varolan”dır bilinir.

Bir’in çoğu halkiyet,
Şey, abide, abdiyet,
Aratır, bulma niyet,
Arıtır, akluhikmet.

Cahilde yoktur idrak,
Madde manâya Burak,
Gece gündüze çırak,
Yücel arzdan çıkarak.

O yoktur, benler varken,
Akıl, yiter ararken,
Aşka erer dururken,
O gelir, ben giderken.

İlim, alimi yüceltir,
Gizli aşk, ten eritir,
Kalan bir letafettir,
Tecelliyse ‘Gerçek’tir.

Senler, benler, hep Bir’den,
Çıkılır göğe yerden,
Akıl, aşk, ruha, kalpten
Fikret Necdet; geç ‘ben’den.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder