12 Nisan 2012 Perşembe

HAZRET

Başka görme, başka bilme, başka yok,
Tek vücuttur mevcudat, görünse de çok.
Gerçek, bir olsa da, peşinden koşan çok,
Bul, bil, ol denilse de, göreni duyan yok.

Hubut olmasa esvele, hidayet de olmazdı.
Gece olmasa doğada, güneş doğmazdı.
Bilmek istemese talebe, bilene sormazdı.
Aşk olmasa ezelde, sevenler kavuşmazdı.

Maddeden manaya çıkışla iki yay birleşir.
Başkasına, yabancıya sen değil siz denir.
Yardım etmek için, aman demesi beklenir,
Öğrenmek için gerçeği, ‘hazretleri’ eklenir.

Başvezirdir o vezir bilirse başındaki fesini.
Kendini bilen, kendi gibi bilir karşındakini.
Vekili bilen, idrak ederse aslının esasını,
Hakk huzurunda, döner vekilliğe arkasını.

İnsanı kâmil, veli, sana Resul’den hediye,
Veli, alır seni, öğreterek, götürür Nebi’ye,
Geç öteye, kalma velide, gör, git Nebi’ye.
Hem, O’na giderken, Nebi’de kalmak niye.

Saygı görür seçilen, hem değerliyse seçilir,
Karanlıkta ışık tutan, yol gösteren sevilir,
Verildikçe istenen, talep eden çok sevinir,
Kurtulan cehaletten, öğretene pek güvenir.

Nereye dönsen O’nun yüzüdür, diye diye,
Aslı dururken, vekile, arkaya dönüş niye?
Sana inandım, sana güvendim diye diye,
Gelir seven, ‘seninle sana ibadet’ demeye.

Bilgili bilinciyle kılar âlim her daim namaz,
İmanın direği, ibadetin aslı başka olamaz,
Kimi kılar olmaz, kimi secdeden kalkmaz,
Yalnız, sadece bilenle bilmeyen bir olmaz.

Evvelde Hakk için, ahirde halk için yapılır.
Kıyamdan sonra Hazret suçüstü yakalanır.
Bu ilim deryasının üstü derin, altı çalkalanır,
Dalgaların üstünde kalan, aslında altta kalır.

Hz. Adem, huzurunda yaratıldı ve suretinde,
Hem ruhundan verdi, huzurunda dirilişinde,
Hikmet vardır, meleklerin ona secdesinde,
Kendini bilen bilir, kendisi bu işin neresinde.

Ademoğlu, insanlığın meyvesi, O’nun halifesi.
Olgunluğun simgesi, hem kulu hem de elçisi.
Bilen över, öven sever, bilinmek içindir hepsi,
Ne denilse yeridir, yoktur ki O’ndan gayrisi.

Hz. İbrahim ateşe atıldı kesretin vahdetinde,
Hz. Musa’ya indi nida Tûr-u sineye avdetinde,
Hz. İsa urûc etti asr-ı saadetin bir öncesinde,
Hz. Muhammed ile giz kalktı ahirin evvelinde.

Huzur içinde, huzurdadır, kendini bilen kişi.
Gizlilik devri bitti, aşikârdır evrenin işleyişi.
Hazretleri diye anılır, huzurundaki, “bilirkişi”.
Fail ile mevsuf bilinse de, denir Hakk’ın işi.

Kör kendinden pay biçermiş hiç görmediğine,
Değer verir değerli olan görüp de bilmediğine,
Çamur atar çamurlu olan, bakmaz benliğine,
Sen, sen olmaksızın O’sun, dikkat et senliğine.

Zarf başka, içindeki başka görünür karşıdan,
Hitap başka kitap başka, duyulur bir şaşıdan,
Ayrılır mı hiç ruh ile beden, dünya da arştan,
Tevhid ilmi ile kurtuldu insan bu şaşı bakıştan.

Kısaca, önce farklı görünür, düşülür kuyuya,
Derince dalmıştır insan, gaflet içinde uykuya,
Şükret Necdet, daldın da ilmin rumuzu suya,
Vardın ya sonunda tek ve bir gerçek bulguya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder