4 Nisan 2012 Çarşamba

DOSTUM TÜFEKÇİ

Hem şu iş bitsin, hem de bu iş bitsin,
Düşünemezsin, nerde, kiminlesin,
Şöyle bir bakar, boşlukta akarsın,
Anında sorar acep ne yaparsın.

Özlemle arar, nasılım sorarsın,
Sımsıcak, sıkı sıkı, kucaklarsın,
Ilmi yaşatansın Tüfekçi Hüseyin,
Sensin aslında ben diye sevdiğin.

Evde mi hanımefendi Şehriban,
Selma Pembe Hülya Hürcihan,
Biz birbirimizde gizliyiz her an,
Ayrı bedenlerde vardır aynı can.

Bugün, tevhidten söz açan oldu mu?
Biri bari, beni sana sordu mu?
Gönüllerde bir sessizlik oldu mu?
Kalplere de bir muhabbet doldu mu?

Yaşanacak ilimdir bu, saklanmaz,
Suçüstü yakalar, kılarken namaz,
Sohbet etmeye hazırlık yapılmaz,
Anda düşeni paylaşmazsan olmaz.

Zikr olunduğun gibi zikret, şükret,
Her insan, insanlıktan bir zürriyet,
Damlayı deryaya salmak hürriyet,
Damla, denizin coşkusunu seyret.

“Kul” “de ki” demek, “kulu” kelâmıdır,
Vücutta, abd’i olmayan var mıdır?
Abide varım derse, pek yalandır,
Hakkın abidesi halk, benlik zandır.

Bildik dedik, cehalette buluştuk,
Ümmîliktendir, ne de çok konuştuk,
Görüştük şükür, sohbetiyle coştuk,
Hep buluşup, ‘bir’likte, O’na koştuk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder