5 Nisan 2012 Perşembe

HAYAT VE MEVT

67 MÜLK SURESİ (77),
(ev ödevi: 24.12.2011)

(Ayet 1) (..yedi..mülkü) Yönetim gücü, kuvveti ve kudreti,
varsa eğer, yalnız uygulama alanında görülebilir. Bu nedenle melekût alemi veya
mana alemi mülk, eşya, madde alemini gerektirir. Yönetim yönetilen varsa
yürütülebilir. Her şeye kadir olma hali uygulama alanında görülebilir. Yedi
kudretiyle yani kudret eliyle mülk aleminde mevcud olan her mümkünata tasarruf
eden, hükmünü sürdüren, her şeye kadir olan gayrisi değil yalnız O’dur.

(Ayet 2) (..halakalmevt..hayât..ahsen amel) Hayat, zorunlu, gerekli de
olsa, irade gerektiren hareketler bütünüdür. Mevt ise iradî hareketlerin
olmamasıdır. Ölmek şanından olan bir şeyin olmaması yani ölüm niteliğinde bir
şeyin olmaması hali ise kendiliğinden olamaz, önce bir vücudun olması gerekir
ki onun ölümü olsun. Eğer ölüm bir vücudun varlığını gerektirmeseydi vücud olma
emrinin gerçekleştiği bir ortama, mevcudiyet ortamına gerek olmazdı, ihtiyaç
duyulmazdı. Bu nedenle, halkedilen halkın, yaratılmış olan yaratılmışların
hayat ile olan ilgisi ve ilişikliği gibi mevte, ölüme ilgisi ve alâkası doğru olur.

Kısaca, yönetim kudreti halk üzerinde uygulama alanı bulur, halk gerektirir. Halk da hayat ve mevt ile mümkün olur. Vücud buluş ve mevcud oluş hayat ve ölümün varlığını
zorunlu kılar. Kudret eliyle mümkün olanın vücud bulmasını, hayat sahibi olarak
yaşamasını ve mevt ile hayatta oluşuna son vermesini yöneterek yürütür.

Mevt ile hayatın halkedilişinden amaç (ahsen amel-güzel ahlâk) insanın olgunluğunun ortaya çıkışıdır. Gelin gerdeğe girmeli ki hayat devam etsin! İlim uygulanmalı
ki ortaya çıksın. Zafer kazanılması, rekor kırılması için olimpiyatlar
düzenlenmeli. İnsan-ı kâmilin yaratılabilmesi için insanlar ve insanlığın var
olması gerek! Gaybda gizli olan ilim insanlıktaki uygulamalar halinde ortaya
çıkabilir, hayata geçebilir. Maluma tabi ilmin zuhuru ile zahir olan
ilmullahdır, Allah’ın ilmidir. Hayatla kudret ortaya çıkmış olur, kudret elinin
marifetleri bilinir. Mevtle de iyi ameller ortaya çıkar, kötüler yok olur.
Hayat ve mevtle nefisler fazilet yarışına çıkar ve helak olarak ve kurtuluşa
ererek fark yaratırlar. Kötü amel işleyenleri kahreyleyen galiptir, iyi amel
işleyenleri sıfat nurlarıyla setreyleyen, örten mağfiret, bağışlama sahibidir.
Önemli olan yarışa katılmaktır, asıl olan yarıştır, katılanlar için zafer
önemli ise de, zaferin muhteşem olması için yenilginin de hüzünlü olması
şarttır. Yarışı var eden, halkeden, kudretini göstermektedir!

(Ayet 3) (..halaka seb'a semâvâtin tıbâkâ) Tabaka tabaka yedi sema
halkeyledi. Mülk âleminin nihaî kemali yani olgunluğunun zirvesi semaların
halkındadır. Kademe ve düzenlilik açısından semalardan daha iyisi, halk
yönünden daha sağlamı yoktur. Cemadat, nebatat ve hayvanatda kendilerine özgü
ruh vardır. Rahmanın halkında hiçbir uyumsuzluk görülmez. Semaların halkını
Rahman'a nisbet etmesi, onunla birlikte anması se­maların harici nimetlerin
temelini ve diğer dünyevî nimetlerin özünü, çekirdeğini oluşturmasındandır.
Semaların yuvarlaklığı uyumu artırmış, uyumsuzluğu gidermiş ve mükemmelliği
sağlamıştır. Tekrar tekrar bakılsa da bir aralık, çatlak ve yırtık görülemez, parçalanması
mümkün değildir.

Adem ve Alem uyumu nedeniyle insan kendi semasının (kalp, gönül, vicdan, merhamet, tasavvur...), bitki ve hayvan gibi diğer mevcutlardan farkının
idrakine varmalı! Gökyüzüne bakıp kendini bilmeli! Aleme inmiş Kur’an
kitabını okuyup kendi özüne Kur’an hitabının inmesini, inişini, inmişliğini
idrak etmeli! Maymuna inen kitabı maymun okursa, okuduğunu anlarsa, kitabın
hitabı onu insan yapar! Böylece, Adem için evrimin sonunda devrim de gerekir. O
ruhunu üflemiş, nefesinden nefes vermiş ve çamur Adem halife insan, kâmil insan
olarak dirilmiş olur! İnsanlığın en mükemmel hali, hayatın var edilişinin amacı
ortaya çıkmış olur. Hak, halkı halkederek, halkiyette hakkiyetin görünmesini
sağlamış olur.

57 Hadid, 1 : yerde ve gökte bulunan bütün mevcudat O’nu tesbih eder. Her mevcut, görünen ve görünmeyen vücudu ile, hâl lisanıyla O’nun oluş ve yok oluştan tenzihini,
acizlikten ve olgunluğu ortaya çıkarmak üzere mevcudatı tertipleyip düzenleme
konusunda herhangi bir eksiklikten tenzihini izhar eder, gösterir. Her mevcudun
o haliyle var oluşu, kendiliğinden, tüm gerçeğin delilidir, şahididir. O
mevcudatı var ve yok edebilen tek kuvvet ve hikmet sahibidir.

57 Hadid, 3 : O herşeyin evveli, ahiri, zahiri, batınıdır ve her şeyi bilir.
Hakiki mürşit ilimdir, mürşitten alınabilecek tek şey de ilimdir. İlim alarak Allah’ı
bilmek kendi bindiği dalı kesmektir. İlim öğrenerek kendini bilmek için, hiçbir
şey bilmediğini bilmenin ötesinde, yokluğunun idrakine varmak gerek. Yokluk,
ademiyet aynasında görünen haktır. Kendi yokluğunun idrakine varmak, kendi
kendine öğrenerek, okuyarak ilim sahibi olmakla mümkün olabilir, ama, ispatı
olamaz. Birisi onun yokluğuna şahid olmalı. Bir “yok”un şahidi ancak diğer bir
“yok” olabilir. Şahidlik ve şehitlik resul ile gelen son aşamadır. Veysel’in
şehitliğine resul şahid olmuştur. Bâtılın gidişi hakkın gelişi, zahir oluşu
böylece tamam olur. Veysel bireysel kalır, ancak resulün ümmeti olur.

Benliğini yok etmiş bir mürşidin yokluğunda görünen haktır, bu yokluğun içine
karadelikler bile düşebilir. Kâmil bir mürşidin alacağı yok vereceği çoktur.
Yol gösterip, talebesinin şehit oluşuna şahit olabilir. “Allah şahidim olsun”
deyişi buradan gelebilir. Pencereyi kapatmak nasıl ki güneşe zarar vermez,
kâmili reddetmenin de zararı yoktur. Zaten o asla ben varım, bana gelin demez,
onun içine-üstüne düşülür, çekimine kapılınır, olursa öyle olur, olmazsa da
olmaz! Önce kudret eli vardı, hayat oldu, aynı el öpülerek, yani, bedenden
ruha, arzdan arşa tut çıkar beni diyerek hayattan geçilebilir. Neden el öpme
diyene “bir yerden başlamak gerek” denir. O öpülecek el hangi eldir, nasıl
bulunur diyene de “bakınız Hadid, 3” denebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder