28 Mart 2012 Çarşamba

İlâhî, Beşerî !

Denilir ki hep, beşer şaşar,
Beşer olduğu için mi şaşar,
Şaştığı için mi denir beşer?
Kendini bilen beşeri geçer.

Aşağının aşağısından çıkar,
Kişi çukurdan çıkmaya bakar,
İlim suyu, ruhtan, akılla akar,
Gönlü dolanın ben’liği yanar.

Dipten doruğa tek yol vardır,
Geçmesi zor, pek de dardır,
Bu yola, beşerî olarak girilir,
Güdülen amaçsa pek ilâhidir.

Gidiş beşeriyetten ulûhiyete,
Amaç, bu dünyadan ahirete,
Hiç önem verilmez zürriyete,
Kâmiller böyle erer hürriyete.

Tek yönlüdür aslında tarikat
Benlik biletiyle erilen hakikat,
Beşerî olanlar verilir ilâhî’ye,
Dönen olursa alınmaz geriye.

O’nun ruhuyla dirilen, bilen,
O’nu bilir kendi özünü bilen,
Hakkın vücuduyla dönülür,
Mümi’nin miracında görülür.

Hak yolunda gittiği gibi gelen,
Beşerim, gittim geldim diyen,
Ahireti alıp dünyaya getiren !
Olamaz kişi iki alemde birden.

Atamız rasyonel transrasyonel,
Demişse, hiç değildir irrasyonel,
Her sorunun vardır bir çözümü,
Kendi alanlarındadır aç gözünü.

Su bile sızmaz birinden ötekine,
Misal aleminde, bak Akdenize,
Bilinmez ruh bedenin neresinde,
Beden görülemez ruh aleminde.

Herkes ister kavuşayım varayım,
Söylemesi kolay kurban olayım,
Ledün ilmiyle kalbim doldurayım,
Güçtür ikrar bencilliksiz kalayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder