26 Mart 2012 Pazartesi

AKIL

Aklı olduğu için insan, konuşur, nefs-i natıkadır,
İnsan, aklı kadar, aklı gibi, O’nun tecelliyatıdır,
Bildiği için, bildiği kadar, bildiği gibi, kemalâtıdır,
Tenis bilen tenisçi, marangoz, O’nun zuhuratıdır.

Akıl, anlayış, ruhun nuru, aydınlanmayla işe atılır,
Adem, 'Habibi’nin nuruyla, aklı ile, yaratılmıştır.
Aşkı idrak eden akıl sona ermiştir, Muhammed’tir.
Aklın sevdiği fikrin, Ali misali, hidayeti basirettir.

Akıl sadece dünyada geçim işleri ile tatmin olmaz,
Arayış fıtratındadır, Adem’den Alem’e, yorulmaz,
Damladan deryaya, hikmetinden sual olunmaz,
Bilerek ilim yapar, ilmi geliştirir, ilim son bulmaz.

Doğadan başlar, ilme ulaşır, ilmin asıl olduğunu,
Görünenin, zahirin, cisim; esas olanın bâtın, isim;
O’nun hüviyetinin bâtın, eneiyetinin zahir, olduğunu,
Bilir akıl, kesrette vahdeti, O’nu, kalbe doldurduğunu.

Halktan başlayıp Halik’a erer, anlayışıyla akıl,
Hakk’ı halk için, göz önüne serer, idrakiyle akıl,
Kalbi nur ile doldurur arayışı, merakıyla akıl,
Canlı yayındır muhabbeti, değil ondan buna nakil.

Muhammed akıl, Ali fikir misali, insan gönlünde,
Fikir, ya pratiktir ya da teorik, kâlp kâbesinde,
İki oğlu gibidir, Hasan ile Hüseyin, ehl-i Beytin,
Yeşermez anlayışsız nefs arzında, incir ile zeytin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder